Aşk Halleri

Kapı açılır ve hikaye başlar. Sonra başka başka kapılar ve başka başka hikayeler.

Aşk Halleri Nezihe Meriç’in “Yandırma” ve “Gülün İçinde Bülbül Sesi Var” adlı öykülerinden uyarlanmış bir oyun.

Neşet Ertaş’ın muhteşem türküleriyle harmanlaşmış, herbirinde kendinizi bulacağınız, bazen tebessüm ettiren bazen içinizin burkulmasına sebep olan, ama acı da olsa yine tebessüm ettiren öyküler.

Baştan söyliyim, hayatınızda kapuskayı özlemediyseniz, tarhana çorbasının yanında ille de biber turşusu olsun demediyseniz, hatta tarhana çorbası da ne yahu diyen ülkenin yetiştirdiği yeni kuşak üst düzey entellektüellerdenseniz hiç zahmet edip oyuna gitmeyin; zira Slayer dinlerken çılgınlar gibi eğlenen siz Neşet Ertaş çalarken ne yapacağınızı bilmez bir şekilde, bu salonda ne işim var diyerek kaçacak delik ararken bulabilirsiniz kendinizi.

Yok yok abartmıyorum, salonda oyunu en beğenen ve eğlenenler yaşlı (yaşlı derken gerçekten yaşlıları kastediyorum 60 üstü izleyici çoğunluğu) küçük bir kesimdi.

Oyun biter bitmez koşarak dışarı çıktım. İnsanların ne konuştuklarını delicesine merak ediyordum. Gençlerin suratlarındaki ifade muhteşemdi, sanki içeride yumruk yemişlerdi. Kendi öz kültürleri, türküleri, kendi özbenlikleri oyunda duvar gibi karşılarına çıkıvermiş ve onlar da o duvara son hızla çarpmıştı.

Ama bunun hiiiç farkında değillerdi. Onlara göre sadece oyun kötüydü.

Oyunda anlatılanlar yabancı ve uzaktı, türkülerse dedelerimizindi peki o zaman bunların hiç biri bize ait değilse biz kimdik?

Sanki oyunu bir grup yabancı ülke vatandaşıyla izlemiştim :( Bu bile doğru bir tarif olmaz zira bir yabancıya bile çok enteresan gelirdi herhalde bu oyun :)

Ben galiba bu durumu anlatmakta pek başarılı olmayacağım o yüzden gelin şöye yapalım siz en iyisimi oyuna gidin sonra ne hissettiğinizi gelin burada yorum olarak yazın :p Nasıl fikir?

Sizinle birde bomba yorumu paylaşmadan edemeyeceğim, gözleri çakmak çakmak, sol kroşe alan gençlerden birinin dışarıdaki yorumu :) Yazık ya umarım tiyatrodan soğumaz :p

“Evet türküler eğlenceliydi ama ilk beş dakikadan sonra kendimi dışarı atmak istedim” diyordu yanındaki arkadaşına en entellektüel tavrını ve ses tonunu kullanarak. “Evet yaaa bayıldım resmennn!!!” diye onayladı arkadaşı.

Kapılar açılır, kapılar kapanır.

Bu akşam benim önümde de bir kapı açıldı ve gördüklerimden hiç memnun kalmadım.

Bir duvara da ben tosladım. Tamam kabul uzun zamandır bazı şeylerin bizim nesil dahil kopmaya başladığının farkındayım ama ne biliyim bir kötü oldum yine de yazmak istedim.

Bilgisayarın başına oyunu yazmak için oturmuştum ama aklımda kalanların çoğu izleyiciyle ilgiliydi ne yazık.

O yüzden siz siz olun bu yazıyı okuyorsanız kendinize bir sorun ve oyuna öyle gidin.

Tarhana çorbasının yanına en iyi ne gider? Kapuska yemeği özlenir mi? :))

Yanlış anlaşılmasın niyetim kimseyi rencide etmek, incitmek değil. Yoksa bu kadar Neşet Ertaş dinlediğimiz bir akşamda üsatada ayıp olur ;) zira bakalım ne demiş kendisi, hem de ne güzel demiş.

İncitme Canı İncitme
Sakin ol ha insanoğlu
İncitme canı incitme
Her can bir kalp hakk’a bağlı
İncitme canı incitme

Yaralama bir tek teli
Güneş gözü mah-cemali
Çekemem onun vebali
İncitme canı incitme

Birgün olup öleceksin
Ettiğinden bulacaksın
Tekrar geri geleceksin
İncitme canı incitme

Suçun sorumlusu ruhtur
Vücudun günahı yoktur
Şüphesiz ki her can hak’tır
İncitme canı incitme

Birgün olup öleceksen
Eğer geri geleceksen
Tekrar insan olacaksan
İncitme canı incitme

Garip canın yakma nara
Cehennemde düşen dara
Bak ibret al hayvanlara
İncitme canı incitme
Neşet Ertaş

 

Bu yazı 1190 defa okundu

Murat Zaralı
Latest posts by Murat Zaralı (see all)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.