Diablo III

2008’in yaz aylarında şirkette bir arkadaşımla konuşurken “Blizzard Diablo III’ü açıklamış, duydun mu?” diye sormuştum.

Sonrasında, o arkadaşım şirket değiştirdi, ben evlendim, ben şirket değiştirdim, üzerine 4 yıl da yaşlandım oyun henüz çıkmadı.

Neyse bu yazıyı yazarken en azından oyunun çıkış tarihini biliyorum ve 15 Mayıs’tan itibaren bizi bekleyen tehlikenin farkındayım.

World of Warcraft 2001 senesinde açıklandığında Warcraft I-II-III oynamış birisi olarak tabi ki dikkatimi çekmişti ancak 2005 – 2009 arası hayatımın ciddi bir parçası olacağını pek düşünmemiştim.

Oyunun çıkmasının üzerinden 8 sene geçti halen 12 milyon aktif kullanıcısı olan bir fenomen olarak hayatına devam ediyor. Diablo III’ün de söylenilenden yaklaşık 4 sene sonra çıkıyor olması ve ilk iki oyunun türünün en iyi örneklerinden kabul edilmeleri sebebiyle ben gardımı ona göre alacağım.

Diablo III, bazılarına göre fragmanları ve karakterleri ile 4 senedir yarattığı beklentinin altında, ancak ben, yeni harita yapısı, karakter özelliklerini ve Cain’in bu oyunda da bizimle olmasını sevdim. Henüz oyunu oynamadım ve güvendiğim herhangi bir kaynaktan incelemesini de okumadım ancak yine de çok keyifli olacağını ve online oynanış ve genişletme paketleriyle uzun seneler oynanabileceğini düşünüyorum.

Oyunda oynanabilen 5 karakter; (bahsi geçen tüm karakterler kadın ya da erkek olarak oynanabiliyor, aşağıda Blizzard’ın varsayılan karakterlerine göre yazdım)

Barbarian (Barbar): Adı üstünde barbar işte. Allah ne verdiyse 30 kişinin arasına girer çıkar bu sulak yerde yetişmiş gergedan kırması insan.

Cleave ile yakın dövüşte birden fazla kişiye zarar verebilir, Ground Stomp ile etrafındaki rakiplerini sersemletebilir, Leap ile battalgazi modunda rakiplerinin üzerine atlayabilir.

Seismic Slam ile karşısındaki rakipleri hoplatıp Whirlwind ile de kılıcıyla döne döne  rakiplerinin arasına dalabilir.

 

Witch Doctor (Kabile Büyücüsü): Bu delibozuk, kullandığı ilaçlardan ötürü titreyerek ortalıklarda dolanıyor.

Düşmanlarını Firebomb ile yakabilir, Horrify ile akıllarına korku salarak kaçırabilir, Locust Swarm ile üzerlerine böcükler salabilir.

Mass Confusion ile birbirlerine düşürebilir ve Soul Harvest ile ruhlarını emerek zayıf düşürebilir. Muhtemelen oynaması en keyifli karakterlerden olacaktır.

 

Monk (Keşiş): Bu abimiz pek konuşkan değil. Kalınca bir sopası var ve defansif güçlerini kullanmadığı zamanlarda bunu düşmanlarının kafasına kafasına vurmaktan hiç çekinmiyor.

Cripling Wave ile etrafındaki düşmanları sakatlayıp yavaşlatabilir, Inpenetrable Defence ile saldırılararı aynen yansıtabilir, Exploding Palm ile tokat vurduğu düşmanları 3 saniye sonra patlatabilir.

7-Sided Strike ile feleklerini şaşırtabilir, Way of the Hundred Fists ile karşısındakileri yumruk manyağı yapabilir :)

 

Wizard (Büyücü): Gözüpek genç hatun sadece 19 yaşında. Lazer ve elektrikle oynamayı çok seviyor, uzak dövüşte epeyce iddialı.

Disintegrate ile düşmanlarına bir ateş hüzmesi gönderebilir, Electrocute ile yakındaki düşmanlarını çarpabilir, Teleport ile kalabalık düşmanların arasından sıyrılıp, Magic Missile ile düşmanları kendisine yaklaşamadan indirebilir.

Slow Time ile etrafında bir alan yaratıp saldırıları yavaşlatıp bunlardan kaçabilir.

 

Demon Hunter (İblis Avcısı): Bu abla da belli ki çok acılar çekmiş sonrasında kendini epeyce bir geliştirmiş. Uzak ya da yakın dövüşte her türlü zarar verici silahı kullanıyor. Fazla kızdırmamak gerek.

Fan of Knives ile etrafındakileri epeyce çizip, Molten Arrow ile uzaktaki rakiplerini eritebilir

Grenade ile el bombaları atıp, Bola ile mayın yerleştirebilir, Entangling Shot ile de düşmanlarını yavaşlatıp kaçabilir.

 

Seride 10 küsür senedir oyun çıkmadığı için ilk iki oyundaki bilge danışmanımız Deckard Cain’in günlüğü ilk iki oyunda neler olup bittiğini oyunu daha önce oynamamışlara anlatıyor.

Blizzard’ın sitesinden ön siparişle €59’ya alınabilen oyun, World of Warcraft hesabınızı 12 ay uzatma vaadiyle ücretsiz olarak da sizin olabilir.

Şimdiden hepinize iyi eğlenceler :)

Bu yazı 1250 defa okundu