Sosyal Ağ – Social Network

Facebook hala ne kadar popüler?

Ne kadar popüler olduğu tartışılabilir. Hala ilk zamanlardaki gibi saatlerce facebook sayfalarında geziniyor musunuz?

Tabi bana göre eskisi kadar popüler değil, bir süre sonra açıp bakmayacaksınız bile, ta ki farklı tarzda bir site sizlerin hizmetine sunulana kadar.

Mark Zuckerberg’in facebookla ilgili “modasının geçmeyeceğini, o ruhun kaybolmayacağını” belirtmesi tabi ki düşündürücü. Gerçekten çok uzun bir süre bu şekilde gidecek mi bekleyip göreceğiz. Ancak film oscar alırsa sanırım tekrar popülerliğinin artmaması gibi bir ihtimal yok.

Film nasıl’a gelirsek, thefacebook yaratıcısı, ya da bizim öyle bildiğimiz Mark Zuckerberg adlı arkadaşın, fikri nasıl hayata geçirdiği, ve bu fikrin çalıntı olup olmadığı ile ilgili olarak geçen kısmen hukuksal süreci anlatıyor. Thefacebook diyorum, çünkü henüz biz normal insanların hizmetine sunulmadan önce bir süre thefacebook ismiyle açılıyor, Napster kurucusu Sean Parker “the” kısmını atmasını söyleyene kadar.

Neden çalıntı olmasından bahsediyorum, çünkü filmin sonunda fikri çaldığı tabir edilen Winklevoss kardeşlere ödediği para, kurma aşamasında maddi destek alıp ortağı yaptığı Eduarda Saverin’e – ne kadar olduğu belli olmayan -verdiği parayla ilgili bilgiler veriliyor.

Fikrin en temelde çıkış kaynağı, filmin başlangıcında da değinilen, bir kızın bir erkeğin kalbini kırması, reddetmesi. Zaten böyle bir şey olmadan, mutlu mesut yaşarken ortaya çıkması da garip olurdu. Durup dururken, kızlar-erkekler herkes üye olsun, fotoğraf paylaşsın, birbirlerine yorum yapsınlar demezdi herhalde.

Mark film boyunca terlikleri ve beyaz çoraplarıyla dolaşıyor. Gerçek hayatta da uzun bir süre böyle dolaştığı söyleniyor ki, bence bu adam normal değil.

Yukarıda bahsettiğim bayan arkadaşla yapılan garip diyalogla başlıyor film. Sonrasında sinirlenip, bir yerleri hackleyip, kızları birbirleriyle karşılaştırabileceğiniz bir site yaratıyor. Tabi tepki de çekiyor bu.

Bir süre sonra Winklevoss kardeşler, kendisine üniversite içerisinde kullanılabilecek, bizim şu an bildiğimiz facebook benzeri ama daha sade bir site yapma teklif ediyor. Bu arkadaş tamam demesine rağmen, günlerce çalışıyor Winklevoss kardeşleri atlatıyor, haftalar sonra thefacebook.com’u yaratmış oluyor. Kullanıma açmak için Eduarda Saverin’den maddi destek alıyor. Yavaş yavaş sadece kendi üniversitesi değil, diğer üniversiteleri de bu ağın içine katıyorlar. Katıyorlar diyorum, çünkü kendisine yardımcı olan arkadaşlarıyla beraber.

İşi yavaş yavaş büyütüyorlar, ta ki Napster kurucusu Sean Parker işin içine girene kadar. Büyüme garip bir ivme kazanıyor, Eduarda Saverin yavaş yavaş safdışı bırakılıyor. Şirket kuruluyor, Winklevoss kardeşler dava açıyor ve filmde masa etrafında bunların konuşulması konu alınıyor.
Hukuki sürecin nasıl devam edip, nasıl sonuçlandığı ile film bitiyor. En hoşuma giden diyalog ise aşağıdaki.

Zuckerberg bilgisayarda işlerine bakarken yanındaki avukata:

– Bosna’da ne durumdayız ona bakıyorum.

Avukat:

– Yolları yok ama Facebookları var.

Son olarak, film oscarlık mı, bence değil, ben facebook nedir bilir miyim, gerçekten bilmem :)

Onun için izleyin ve görün.

Bu yazı 1719 defa okundu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.