Sinyora Enrica İle İtalyan Olmak

Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak

Dilini hiç konuşamadığım bir ülkeye gitmek mi? Bırakın gitmeyi düşüncesi bile beni ürpertir.

Ama gitmiş olmayı ister miydim? Kesinlikle!

Yakın zamanda yine ya bir filmde yada bir kitapta geçmişti. Mezun olduktan sonra direk iş hayatına atılmamalı insan. Bir küçük sırt  çantası yapmalı, içine sadece bir kot, bir kaç t-shirt. Gezmeli dünyayı, görmeli farklılıkları ve kendi farklarımızı.

Bizim kültürümüze ne kadar uzak değil mi? Kaçımız üniversiteden yeni mezun olmuş çocuğumuzu cebinde üç kuruş parayla böyle bir maceraya salarız?

Uzaklara gidenler en fazla çalışmaya gidiyorlar, kültürünü bilmedikleri, hatta bazen dilini bilmedikleri, huyunu suyunu bilmedikleri insanların arasına yaşamaya, çalışmaya.

Sonra uysada oldu uymasada diyerek namus belasına kalıyorlar yıllarca gurbet ellerde. Oysa keyfi gitmek öyle mi? Gittim uymadı gezdim yetti dersin dönersin. Yok bir yeri beğendiysen bir üsre tecrübe eder kanaat getirdiysen yerleşirsin. Geride kalanlarada afilli bir kart atarsın ben bir kaç sene Paris’te takılıp kültürün sanatın tadını çıkartacağım diye.

Neyse uçtuk biraz. Konu konuyu açtı. Biz filme geri dönelim.

Filmin konusu yıllar önce, oğlunu da arkasında bırakarak kendisini terk eden kocasından sonra hiçbir erkeği kapısından bile içeri sokmayan Sinyora Enrica (Claudia Cardinale – Fahriye Evcen), bu özelliğiyle ün salmıştır.

Enrica, evindeki boş odaları kız öğrencilere kiralamakta, ek iş olarak da terzilik yapmakta ve bir pazarda çalışmaktadır.

Yıllarca bozmadığı bu kuralı, yağmurlu bir gecede, bir yanlış anlama sonucunda evine gelen Türk öğrenci Ekin (İsmail Hacıoğlu) için bozacaktır.

Önceleri evinin kapılarını bu yabancıya açmak istemeyen Sinyora Enrica, daha sonra sadece evini açmakla kalmayıp, yıllarca kilitli tuttuğu kalbini de bu Türk gencine açacaktır.

Giovanni (Teoman Kumbaracıbaşı) Sinyora Enrica’nın tek oğlu ve babası henüz çok küçük yaşlarda terk ettiği için sorunları olan bir kişiliktir. Giovanni’nin annesine karşı haksız davranışları Ekin’de Sinyora Enrica’ya karşı bir koruma duygusuna dönüşecek ve böylece aralarında bir gönül bağı oluşacaktır.

Bir dil okulu için İtalya’ya giden Ekin için artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ve hayatı tümden bir değişime uğrayacaktır.

Gün gelince nasıl olsa anlayacaksın diye şu anda anlamadığın bir dilde hiç susmadan birileri sana birşey anlatsa ne yapardın :)

Dil bilmediği, yol bilmedi için pizzacıyı bulamayan adam dünyanın öbür yanında kendine içki arkadaşı bulabiliyor :)

Bir tarafın Türkçe bir tarafın İtalyanca konuştuğu ve sonsuza kadar konuşsalar anlaşamayacakları sahneler gerçekten çok eğlenceliydi.

Yemek konusunda bizimle onların arasındaki en temel ısrar farkının bir İtalyan’ı sinirlendirirken bir Türk’ü az daha aç bırakması görmeye değerdi :)))

Bu yazı 992 defa okundu

Murat Zaralı
Latest posts by Murat Zaralı (see all)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.