O Ses Türkiye

Uzun süredir Acun Ilıcalı’nın sunduğu, yapımcılığını üstlendiği programları izleyen birisi olarak şu güne kadar en çok hoşuma giden program O Ses Türkiye oldu. Yarışmada, 16 kişilik takımlar kurması beklenen dört jüri üyesi bulunuyor. Jüri, sırtları dönük bir şekilde ön elemeden geçip yarışma sahnesinde şarkı söyleme fırsatı bulan adayları dinliyor. Takımlarına dahil etmek istedikleri güzel sesler için önlerinde bulunan düğmeye basıp koltuğunu sahneye çeviriyor. Eğer bir adaya birden fazla jüri üyesi dönerse de adayı ikna edip kendi takımlarına katmaya çalışıyorlar.

Murat Boz, Mustafa Sandal, Hadise ve Hülya Avşar’dan oluşan jürinin adaylar için yaptıkları yoğun ikna çalışmaları ilk seçim turunda epey keyifli sahnelere sahne oldu. Mustafa Sandal derin müzik bilgisi ve prodüksiyon tecrübesi, Murat Boz sepmatisi ve samimiyeti, Hadise duygusallığı ve yabancı müzik hakimiyeti ve son olarak da Hülya Avşar 30 senelik sektör tecrübesiyle ön plana çıkmaya çalıştılar. Sonunda seçilen adaylar jüri üyelerini tercih ettiler ve takımlar oluştu.

İkimiz de kaliteli müzikten keyif alan kişiler olduğumuz için yarışmayı eşimle beraber seyrediyoruz. Mustafa Sandal ikimizin de en beğendiği jüri. Tabi bu sırada, tarz kıyafetler giyen Murat Boz’un giydiği kıyafetler sanal olarak üzerimde deneniyor ve Pazar akşamı olmasından ötürü en paspal halimle izlediğim için doğal olarak beğenilmiyor (Konunun fazla kilolarımla hiç alakası yok, tamamen paspallık :))

Neyse dönelim yarışmaya. Birkaç hafta önce başlayan 2. tur, takımların kendi içerisindeki mücadele üzerine kurulu. İlk turu atlatan aday yarışmacılar, bu sefer de seçtikleri jüri üyelerinin seçtiği şarkıları, takım içerisinden eşleştirildikleri kişiyle düet olarak söylüyorlar ve bu düello sonucunda bir kısım aday yarışmacı daha eleniyor.

Geçen haftaki bölümde elenen Neylan ile Serhat ikilisi yarışmanın başında en beğendiğimiz adaylar arasındaydı. Hatta ilk dinlediğimizde finale kesin kalırlar gözüyle bakıyorduk. Ancak şahsi kanaatim Hülya Avşar’ı seçerek çok ciddi bir stratejik hata yaptılar. Diğer iki jüriden (Mustafa Sandal dönmemişti) hangisini seçerlerse seçsinler çok daha iyi yoğurulup finale kadar gidebilirlerdi. Ancak Hülya Avşar kendilerine çok şey vaadetmesine rağmen daha ilk eleme turunda yarışma boyunca söylediği herşeyle çelişen bir tercihle yarışmanın yıldız adaylarını eledi.  Geçen hafta sosyal medyada Neylan-Serhat vs kopan fırtınanın sebebi de buydu.

Hülya Avşar bence uzatmaları oynuyor. Keza, geçmişte güzelliğinden gayrı çok bir numarası olmayan ancak bir şekilde uzun senelerdir ucundan köşesinden gündemi yakalayıp göz önünde bulunan Avşar son kararıyla, bu tarz bir yarışma için ne kadar eksik olabileceğini tekrar kanıtladı. Acun, eminim ki fiyat performans açısından kendisiyle çok iyi bir anlaşma yapmıştır. Ayrıca maddi olanak (vokal koçu vs.) ve repertuar olarak bakıldığında diğer jüri üyelerine karşı avantajı da bulunabilir. Ancak bu tarz bir yarışmayı Yetenek Sizsiniz Türkiye’ye oranladaha ciddi buluyorum ve jürilerinin de yarışmaya zarar verecek kişiler olmaması gerektiğini savunuyorum. Belki bu tarz bir hatayı yapması reklam açısından başarı sayılabilir, ancak benzer bir hatayı tekrarlayıp kendine inanıp diğer jürilere sırt çeviren muhtemel yıldız adayı yarışmacıları elerse önümüzdeki sene kendisini seçen yarışmacı bulmakta zorlanacaktır. Acun da güvenilmeyen/seçilmeyecek bir jüriyi yarışmada tutma gereği duymayabilir.

İlk olarak Hollanda’da başlayan ve Amerikaya transferiyle büyük sükse yaratan “The Voice of..” yarışmasını John De Mol ortaya çıkartmış. Yarışma formatı ve kalitesi olarak kesinlikle tavsiye ettiğim program Pazar akşamlarınızı müzikle doldurabilir.

Hepinize keyifli seyirler.

Neylan&Serhat

Mehmet&Koray (Murat Boz’un kuru fasulye esprisi süper :))

Bulut – Bihter – Hülya Arasındaki Truel

Bu yazı 1507 defa okundu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.