Yetişkin Çocuklar

Sizlerde benim gibi ünlü şair Cahit Sıtkı Tarancı’nın meşhur dizlerinde olduğu gibi 35 yaşınıza yani yolun yarısına gelmişseniz, büyük bir ihtimalle ömrünüzün kalan yarısında en azından bir çocuğu nasıl yetiştireceğinizi düşünmeye başlamışsınız demektir.

Birçok süperaktif okuyucumuz birkaç çocuk sahibi, bazılarımız çocuk bekliyor, bazılarımız ise bu yıl içerisinde bir çocuğa sahip olmayı planlıyor olabilir.

Yandaki resimdeki gibi kocaman gözleri ile buğulu bir cam ardından dünyaya tüm masumiyeti ile bakan bir çocuğunuz olduğunda birçok iyi ebeveyn gibi sizin içinde dünya o bir çift gözün etrafında dönmeye başlayacaktır.

Hiçbir anne baba çocuğunun sağlıksız bir şekilde büyümesin istemez. Çocuğuna zarar verecek birisi olduğunda ise kendisini aşan bir güçle o zarar verene karşı evladını savunur. Belki de insan neslini iyi yetişmesi için bu doğanın bizlere verdiği en temel içgüdülerden biridir. Diğer taraftan çoğu zaman evladının sağlıklı büyümesine en büyük ket vuran kişi de kendi ebeveynleridir. Kendisine en birincil görev olarak çocuklarını sağlıklı olarak büyütmeyi misyon eden bir çok ebeveyn ister istemez kendi ailesinden ve çevreden gördüğü bir çok davranışı evlatlarına taşır. Hepimizin amacı iyi belirlenmiş benlik sınırları olan, kendini değerli bulan, yaşamının değişik yönleri arasında denge kuran, duygularını tanıyan ve ifade edebilen olgun insanlar yetiştirmektir. Fakat ailemiz ve çevremizden edindiğimiz bu davranışları bir filtreden geçirmeden kendi çocuklarımıza taşıdığımızda farkında olmadan bedenen geliştiği halde duygusal olarak gelişemeyen, utanca boğulmuş bir iç çocuğu olan, psikolojik gelişiminin belirli bir düzeyinde takılıp kalmış yetişkin çocuklar yetiştiririz.

Geçen ay Antalya havalimanında 1 saatten fazla rötar yapan uçağımı beklerken, bekleme salonundaki kitapçının raflarındaki kitapları incelerken kapağındaki kocaman gözleri ile buğulu bir cam arkasından bakan bebek resmi dikkatimi çekti. Kitabın arkasındaki şu cümleler bu kitabı edinmek için kasaya koşmama neden oldu.

Kitabın kapağına baktınız ve … içinizde bir şeyler hissettiniz.

Çocukların bakışları güçlüdür; içimize işler. Neden? O bakışların arkasındaki sıcacık canı yansıtan masum gözlerin her biri, ayrı bir evrene açılan kapılar gibidir. Bu evrende sevgi, korunma, sarılma gibi gereksinmeler tüm çıplaklığıyla görülür. İçimizdeki çocuk o gözlerde kendi dostunu bulur; bir can başka bir cana ulaşır.

O masum gözlerin arkasındaki potansiyelin gelişerek duygusal olgunluğa erişmesi, kişinin, ailenin, toplumun ve uygarlığın geleceği için yaşamsal önem taşır.

Yetişkin Çocuklar, bedenen gelişmiş ama duygusal olgunluğa erişememiş insanlardır.

Bu kitap, aslında bildiğimiz, fakat üzerinde düşünme gereğini pek duymadığımız bir öyküyü anlatıyor. Bu öykünün kahramanlarını tanıdıkça çocukluğunuzu, ailenizi, çevrenizdeki insanları ve en önemlisi de kendinizi daha iyi anlayacaksınız.

Antalya’dan dönüş yolumda insanı menüsküs eden uçak koltuğunda bu kitabı okumaya başladığımda uçağın yapmış olduğu rötardan dolayı birçoğunun çektiği eziyet benim için büyük bir kazanç oldu.

Doğan Cüceoğlu’nun Remzi kitap evinden piyasaya çıkarttığı “Aile ortamı ve Çocuk yetiştirme üzerine Yakup Bey’le söyleşiler” konulu  bu kitabını çocuğu olan veya yakın bir zamanda çocuk yapmayı planlayan tüm süperaktif okuyucularına öneririm.

Yetişkin Çocuklar

Bu yazı 2514 defa okundu

Murat Tunçer
Latest posts by Murat Tunçer (see all)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.