Steve Jobs

Yaklaşık 20 yıl kadar önce ilk kez Apple ürünleri ile tanıştım. Amerika’da gittiğim lisede bilgi teknolojileri sınıfında APPLE II kullanımı konusunda bir dönem derslere katılmıştım. Ayrıca o dönemde Macintosh bilgisayarları da okulun kütüphanesinde kullandım. Kullandığım dönemde okul laboratuvarındaki APPLE ürünü bilgisayarlar 8 – 10 yaşında olmasına rağmen döneminin tüm IBM tabanlı kişisel bilgisayarlarına göre çok daha ileri özellikler sahiptiler.

Bir sonraki APPLE kullanımım ise üniversitede bilgisayar kulübünde iken oldu. O zaman bilgisayar kulübünde daha ileri seviyede bir Macintosh bilgisayarı vardı. Bu dönemde bilgisayarın dışı ve özellikleri haricinde içini de inceleme şansım oldu. Bilgisayarın içi de dışı gibi çok muntazamdı çünkü yaratıcısı güzel bir dolabın kapağı kadar arkasında kullanılan malzemenin ve işçiliğinin de mükemmel olması gerektiği fikrini ısrarla savunuyordu. APPLE ürünleri gerek eşsiz tasarımlarıyla gerekse kullanım kolaylığı sağlamasıyla çağdaşı tüm IBM tabanlı kişisel bilgisayarlardan çok daha ilerideydi.

Ürünleri yaratan kişi ekibine “bana LSD çekmiş bir kişinin dahi kullanabileceği kolaylıkta bir ürün yapın” diyerek ekibine ürün için vizyonu belirlemişti. Bazı ürünlerinde açma kapama düğmesi bile yoktu. Ayrıca bir çok kez ekibine karşı gerçekleri çarpıtarak ürünü geliştirenleri geliştirdikleri ürünün o dönem için imkansız olarak görmeleri fikrini aşmıştı. “İmkansız olduğunu bilmediğiniz zaman, imkansızı başara bilirsiniz” felsefesi ile hareket etmişlerdi.

Her güzelin bir kusur olur derler bence APPLE ürünlerinin iki tane kusuru vardı. Birincisi fiyatı diğer kişisel bilgisayarlar göre iki kat pahalı olmasıydı, ikincisi ise yaratıcısı olan kişi gibi kendinden başka her şeye karşı uyumsuz olmasıydı. İçerisine herhangi bir donanım eklemeye izin vermiyordu ve diğer ortamlarda çalışan uygulamaları desteklemiyordu.

Benim Macintoshla tanıştığım dönemde bilgisayarın baş yaratıcısı ve aynı zamanda kurucusu olan kişi APPLE şirketinden kovulmuştu. Her nekadar mevcut APPLE ürünleri hala çağdaşı olan kişisel bilgisayarlardan ileride olsa da her geçen gün aradaki fark kapanıyordu. APPLE ürünlerinin o dönemde geleceği belirsizdi. O dönemde kullanmak için aldığınız da kendinden başka herşeyle uyumsuz olan bu ürün sizde bir vitrin süsü olarak kalabilirdi.

Yıllar boyunca da APPLE ürünlerine karşı mesafeli oldum. APPLE ürünlerin çok farklı bir çekiciliği vardı, elinize aldığınızda bir kaç dakika içinde ürünle bütünleşiyor ve bırakamıyordunuz. Bu çekim gücünü bildiğim için ne iMac, iPod, iPhone ne de iPad’i elime aldım. Ürünü elinize aldığınız zaman ona benzer kullandığınız tüm ürünler değersiz kalıyordu. APPLE merakınzı ise size küçük bir servete mal oluyordu.

Diğer taraftan en favori 10 cizgi filminizi sayın desem en azından 5 i bu yaratıcının bir dönem sahibi olduğu PIXAR şirketinin ürünü olduğunu göreceksiniz.

APPLE’ı kuran ve orada muhteşem ürünler yaratan kişinin hayatını Walter Isaacson tüm ayrıntıları ile kaleme almış. Sadece benim gibi bilgi teknolojileri dünyasındaki kişiler değil, insanların kullanması amacıyla bir şeyler yaratan herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Yazar yüzlerce kişiyle konuşarak elde ettiği bilgileri güzel bir kronolojik sıraya koymuş. Dili akıcı ve kolay anlaşılır.

Walter Isaacson’un Domingo yayınlarından yayınlanan 542 sayfalık kitabını mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum. Elinize aldığınızda herhangi bir APPLE ürünü gibi sizde bağımlılık yaratarak sonuna kadar bırakamayacağınız kitabın adı;