Kardeşimin Hikayesi

Livaneli’nin ilk olarak Son Ada kitabını okumuş onun diğer kitaplarını da okuma listeme eklemiştim. “Kardeşimin Hikayesi” yakın bir arkadaşımdan hediye olarak geldiğinde vakit geçirmeden heyecanla okumaya koyuldum. Kitap bittiğinde tek düşündüğüm, bu insanın şarkıları ve kitaplarıyla tadına doyamadığım bir sanat anlayışının var olduğuydu.

Çok dolu ve çok yönlü olduğuna inandığım Livaneli bu romanda süprizli bir son yapmış. Zaten resmini Facebook’ta paylaştıktan sonra çok sayıda insan iyi seçim yaptığımı söylemiş, dışarıda okurken tanımadığım insanlarda sırf kitap hakkında benimle konuşmuştu. Bu kitabın ve yazarın bir sosyokültürel değeri var bence. İlginç bir tespitim de var; bu kitapla ne kadar genç kesimden ilgi gördüysem, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nü okurken yaşlı kesimden ilgi gördüm.

Neyse olay Trakya’da bir köyde geçiyor. Bir cinayet işleniyor ve köyde yaşayan emekli bir mühendisin bakış açısından olaylar çözülürken ondan haber koparmaya gelen genç kız gazeteci, mühendisin kendi hikayesini de merak ediyor. Biraz köydeki olayları biraz mühendisin kardeşinin hikayesini okurken bir merak kaplıyor içinizi. En sonunda kardeşimin hikayesi diye okuduğumuz olaylardan aslında çok farklı bir şey çıktığını görüyorsunuz.

Üslup akıcı, duygusal yönden heyecan ve üzüntü hissettirmeyi de başarıyor. En son cinayeti işleyenin adını açıklama kısmı da yaratıcı olmuş. Okuyun derim aklınız kalmasın.

Bu yazı 1149 defa okundu