Japon Yapmış

Yazar, Tokyo büyükelçiliği Ekonomi Müşavirliğine atanınca 3.5 yılını Japonya’da tüm kültürü bir Türk gözüyle gözlemleyerek geçirmiş. Japonları; coğrafyalarından tutundan aile gelenekleri, hobileri, tarihleri gibi birçok temel başlık altında incelemiş. Yazarın üslubu samimi ve bol esprili. Kısa zamanda bitirilecek çerez kitaplardan.

NOT: Bu kitaptan sonra bonsai (minyatür ağaç) yetiştirme arzum tavan yaptı ama kitapta belirtildiği gibi evde değil balkonda yetiştirilmesi gerektiğinden hiç bulaşmadım.

Kitap bir sürü “öylesine yazdım çok şey beklemeyin” uyarıları içerse de şu paragrafla bence gayet güzel başladı:

Tanrı Amerika kıtasını yaratmış, sonra bakmış ki Amerika doğal kaynakları ve yaşanabilirliği ile çok güzel bir yer olmuş. Diğer kıtalara haksızlık yaptığını düşünen Tanrı, durumu telafi amacıyla Amerikalıları yaratmış. Sonra Tanrı Japonya’yı yaratmış; bir bakmış ki ülke yaşanabilir olmaktan çok uzak. “Öyle bir ada yarattım ki, üstesinden ancak bu millet gelebilir” diyerek Japonları yaratmış.

Yazar, hayat felsefeleriyle nasıl geliştiklerinin sinyalini verir gibiydi;

Ülke sevgileri slogancı değil, yapıcıdır; “ya sev ya terk et” yerine, “seviyorsan gereğini yerine getir” felsefesi hakimdir.

(Bu felsefeye destek olacak bir alıntı daha)—- Bir mağazaya gidip beş dolarlık ucuz, uyduruk bir eşya alın. Sonra kasiyere, aldığınız ürünün önemli bir hediye olduğunu söyleyip güzelce paket yapmalarını söyleyin. Ardından da görevlilerin beş dolarlık mal için on dolarlık paketleme malzemesi harcayarak, on-onbeş dakika çalışıp çabalayarak, ürünü nasıl bir hediye haline getirdiklerini keyifle izleyin..

Japon kültüründa AN’ların güzelliği bütünü yansıttığından (en kısa böyle söyleyip geçiyorum). Tiyatro, dans gibi gösteri sanatlarında oyuncuların sürekli en önemli pozlarında donup kaldığı insanların bu anları özümsemesini beklediği anlatılıyor. Bu sebeple performanslar cok uzun suruyormus. Yani bir “devinim”in güzelliği ya da başarısı, sonunda ulaştığı durağANlığın estetiği ile değerlendirilir. Bu bölümde yazar tüm kelimelerde geçen Anları her seferinde büyük yazmış, bence çok hoş bir tarz olmuş!

Sonlara doğru hobiler anlatılırken Ukiyo-e diye bir fotoğraflama sanatından bahsedilmiş. İlginç olan bu resimleri tüccarlar bazı mallarını korumak amacıyla kullanınca Avrupa ve Amerika’ya taşınan bu resimler Van Gogh gibi ressamlara da ilham olmuş.