Ejderha Dövmeli Kız, Ateşle Oynayan Kız

EjderhaDovmeliKizKapak

Bu tarz kitaplar için söylenecek çok bir şeyim olmuyor. Film izler gibi bir kurguya kapılıp birkaç gün içinde okuyorsunuz. Üzerinde büyük bir etki bırakmıyor çünkü içinde düşündürücü cümleler ya da tespitler yok. Okuyucunun yaptığı sadece olayların seyrini ve ortaya çıkan gerçekleri merakla takip etmek. Ben küçük birkaç şeyi tahmin edebildim ama dediğim gibi nötr duygular oluşturan bir kitap olduğundan beni rahatsız etmedi. Günde 300 sayfa okutacak kadar akıcı bir kitabı yinede başarılı buluyorum. Bir de unutmadan kitabın sonu mutlu sonla biter gibi bir klişe beklediğim kitap orda beni şaşırtmayı başardı. Kitabın içinde bahsedilen diğer kitapları da araştırmaya değer buluyorum. Ayrıca resimdeki İsveçte geçen kitabı İsviçreden gelen sakızımla bağdaştırarak bu iki ülkenin isimlerinin benzerliğini de protesto ediyorum! (resimleri çektikten çok zaman sonra farklı yerden geldiklerini keşfettim)

Ülke isimlerini bir kenara bırakırsak kitabın arka kapağında yazarın bu üçlemenin dördüncü kitabını da yazdığı ama ortaya çıkacağı günü heyecanla beklediklerini, o zaman yayınlayacaklarını filan gevelemiş. Açıkçası böyle gizem katılmaya çalışılması bana eski Amerikan filmlerini hatırlatıyor. Hani kahramanımız dünyayı dev canavar arıdan kurtarır, aslında biz öyle sanırız, filmin son karesinde kıyıda köşede saklanmış bir yavru canavar arıyı gösterir daha bitmedi bu hikaye diye. Çok basit ve eski moda pazarlama tekniği değil mi?

EjderhaDovmeliKiz

İkinci kitap, Ateşle Oynayan Kız, ilkinin devamı niteliğindeydi beklendiği gibi. Yalnız ilk kitapta açıklanmamış olayların üzerine kurulmuş yeni bir hikaye gördük. Bu kitapta yazarın bir cümleyi neredeyse tamamen aynı kelimelerle birden fazla kullanma alışkanlığı olduğuna kesin kanaat getirdim. Bu cümleler yazarın söylediğini unutturmamak pekiştirmek için diye düşünüyorum ama okurken bu tekrarlanan cümleleri çıkarsak kitap daha ince olabilirdi diye düşünmedim değil. Bu kitapta diğeri gibi yaklaşık 680 sayfaydı. Olay akıcı çabuk çabuk okutan cinsten. Kişi sayısı ilk kitap gibi çok, isimlerde alışık olduğumuz türden olmayınca kafa karıştırıcı. Üçüncü kitabın ortasına geldim ama ilk ikisi gibi gitmediğinden bir süredir elimde sürünüyor. Kitaplardan sıkılanlar için tavsiye ederim, nasıl okuduklarına şaşıracaklar. Ben pişman değilim hatta bu üçlüyü doğum günümde hediye eden arkadaşıma da teşekkürler!

 

Bu yazı 1332 defa okundu

Meryem Kadıoğlu
Latest posts by Meryem Kadıoğlu (see all)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.