Cam Kent

Atatürk’ümüze benzerliğiyle dikkat çeken Paul Auster’ın aynı adlı romanından uyarlanmış bir çizgi roman. 1981’de yazılan Cam Kentin çizgi roman hali için uzun yıllar çalışılmış, ilk basımda ancak 1994’te yapılabilmiş. Benim 2012 basımını okuduğum kitabın önsözünde uzun uzun bu fikrin doğuşu ve hazırlık aşamaları anlatılıyor.

Çizim sanatıyla duyguları, kahramanın düşünce havuzunu resmetmenin çok zor olduğunu düşünüyorum. Bu romanda bu duygular; zekice çizimlerle, söz sanatının yerine çizgi sanatının kullanılmasıyla kısmen başarılabilmiş.

Kitabın konusunda her şey gerçeğe çok yakın başlıyor. Bizim de başımıza gelen bir şey oluyor, yanlışlıkla birisi sizin numaranızı tuşluyor. Kahramanımız yalnızlık çeken, eski bir dedektif romanı yazarı. Aranan kişi kendisiymiş gibi davranıp, olayların çekiciliğinden uzak duramayarak kendisini nasıl kaybettiğini anlatıyor. Romanın sonunu tatmin edici bulduğumu söyleyemem ama kitabın çok kısa olması (144 sayfa) sıkılmadan hatta farklı bir şeyi denemenin verdiği merakla çabucak bitirmenizi sağlıyor. Bu sefer kısa süren ‘kitap okuyamama dönemimi’ kolayca atlatmamı sağlayan bu kitabı getiren babama teşekkürü bir borç biliyorum.