Aklından Düşünceler Geçen Çocuk

Elime tesadüfen bir dergi geçti, tudem yayınları aylık olarak çıkarıyormuş.

Baktım internette de adresi varmış. Belki sizin de ilginizi çeker diye göndereyim dedim… Çocuk kitapları hakkında yazılar var. Bu da dergiden beğendiğim bir yazı, kitabı ben de alıp okumak istiyorum:

Aklınızdan ne geçiyor sahi?
Çocuk ve gençlik edebiyatının sevilen yazarlarından Christine Nöstlinger’den, bir çocuğun aklından geçenleri, kurduğu hayalleri, mizahla karışık anlatan bir kitap: Aklında Düşünceler Geçen Çocuk…

Hayal kurmayan çocuğa çocuk demem! Kurmak ne kelime, çocuk dediğin hayalperest olmalı. İşte hayalperestliğin kitabını yazmış bir çocuk var karşımızda…

Aklından Düşünceler Geçen Çocuk Roselinde’den söz ediyorum. Büyükbabasının düşünce okuma yetisine karşı kurnazca çözümler üreten biri o. Saç yumağının içinde bir kuş yuvası taşıdığına inanıyor. Çünkü isminin anlamı pembe ıhlamur ağacı. Kuşları evin kedisinden korumak için amansız bir mücadeleye girişiyor. Fakat iş matematik çalışmaya gelince vaziyet karışık, kuş yuvasını düşürmeden nasıl eğilecek masanın üzerine? Matematik probleminden bile zor… Roselinde zeki kız, bir yolunu buluyor. Cambazlık yapmışlığı bile var onun. Üstelik altında karnı aç aslanların beklediği bir ipin üzerinde! Öyle hareketler sergiliyor ki izleyenlerin dudağı uçukluyor. Onu yüzyılın ip cambazı ilan ediyorlar.

Aklınızdan Ne Geçiyor Sahi?
Aklınızdan Ne Geçiyor Sahi?

KIZLAR DA KALECİ OLABİLİR
Yalnız aklında tutması gereken her şeyi unutuyor Roselinde. Mesela akşam okul dönüşü gazete almasını tembihlemişlerdi, uçtu gitti kafasından. Ama unutması gereken şeyleri hep hatırlıyor nedense. Unut bunu, unut bunu dese de çıkmıyor aklından. Ama Roselinde’nin en muhteşem özelliği, erkekler âlemine kızların da kaleci olabileceğini kanıtlamış olması bence.

Açıkçası sevdim ben bu Rose-linde’yi. Biraz da şaşırdım. Sanıyordum ki, trafik kazasında ölürsem arkamdan kimler gözyaşı döker diye hayal kuran tek çocuk benim! Yanılmışım. Matematik derslerinden kurtulmak için hayal perdesini aralayan da tek ben değilmişim. Olmayacak davranışlarda bulunursam ne olur acaba diye düşünen başkaları da varmış meğer! Öğretmene hiçbir şey söylemeden sınıfı terk etmek gibi!

Neden kızların bebekle, erkeklerin arabayla oynaması gerektiğini bir türlü anlayamazdım. Roselinde de aynı şeyi soruyor, sormakla kalmıyor, oğlanların adım atmaya korktuğu kuytu yerleri cesaretle keşfediyor! Erkeklerle ağaca tırmanma yarışı yapıyorum diye böbürlenmelerim boşa çıktı iyi mi!

Fakat beni en heyecanlandıran, hatta içimdeki yağları eriten, Roselinde’nin büyükler hakkındaki şu sözü oldu: “Bazen büyükler insanı düşünmekten alıkoyuyorlar. Sanki düşünmeye karşılar!”

Doğru söze ne denir!

Annelerimiz değil mi yemeğimizi bitirmek yerine çatalımızla oynadığımızda, “Mıncıklamayı bırak da ye artık!” diyen? Bilmezler ki o an yemekler hakkında ne çetin düşüncelere daldığımızı!

Ne zaman ders dinlemek yerine düşüncelere dalsak, kulağımızdan tutup bizi hayata döndüren öğretmenlerimiz değil midir? Akıllarına gelmez ki tahtada yazılı formüllerden hayali resimler çizdiğimiz!

Peki bakkal amcaya ne demeli? Çikolata reyonunda fazla oyalandığımızda paylar bizi, “Acele edin bakıyım, turşusunu mu kuracaksınız mübarek!” Turşusu kurulur mu cânım çikolatanın. Olsa olsa Hansel ve Gratel’in evinin benzeri yapılabilir. Ki zaten biz de onun tasarımına girişmişizdir o sırada. Ah bu büyükler! Bize laf edeceklerine, ‘düşünceden’ bizar kafalarına birazcık ‘hayal’ sığdırmayı deneseler hiç fena olmaz.

BÜYÜKLER ÂLEMİ
Ben neler söylüyorum yahu? Bir an koca kadın olduğumu unuttum, küçük Irmak’ın ve arkadaşı Roselinde’nin peşine takılıp hayal âleminde gezintiye çıktım. Sırf şu kitap yüzünden. Neydi adı? Hah, hatırladım: Aklından Düşünceler Geçen Çocuk.

Şimdi önümde ‘büyükler âlemi’ duruyor, uçsuz bucaksız mı desem, sığ ve dar mı? Yapılacak işler listesi uzayıp gidiyor, masamdan göz kırpıyor. Camdan dışarı bakıyorum, gökdelenler sıra sıra. Küçücük pencerelerin ardında benim gibi binlercesi var. Hınzır bir gülüş yerleşiyor yüzüme, pelerinimi atıyorum sırtıma, gökdelenler arası seyahatim öylece başlıyor… Küçük pencerelerin her birinden içeri hayalperestliğin kitabını bırakıveriyorum… Hiç akıl kârı değil ya neyse…
Irmak ZİLELİ

Aklından Düşünceler Geçen Çocuk
Christine Nöstlinger
Resimleyen: Erhard Detl
Çev: Necdet Neydim
Günışığı Kitaplığı / 88 sayfa

Bu yazı 4329 defa okundu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.