İyi, Kötü ve Çirkin…

Bugün süperaktif imzalı olarak yayınlanan Kadınların erkeklerden daha iyi yaptığı 11 şey yazısına karşı erkek haklarını temsilen yazılmıştır:)

Öncelikle şunu söylemeliyim. İnternette “erkeklerin bayanlardan daha iyi olduğu şeyler” diye arattığımda karşıma neredeyse hiçbir şey çıkmadı. Bu yazı umarım tüm internet aleminde ilk olacak :P

Kaç tane olduğuna dair bir yorumum yok, ancak bayanların baylardan, bayların bayanlardan iyi olduğu sayısız konu söyleyebiliriz. Ben de birkaçını ele aldım. Umarım yanlış anlaşılmam, eğer yanlış ifade ettiysem şimdiden özür dilerim :)

Küfür etmek: Güzel bir şey değil, ancak erkekler daha iyi yapıyor. Sonuçta kadınların erkeklerden daha iyi yaptıkları 11 şey yazısındaki her şey iyi değildi.

Teknoloji: Kadınlar daha yeni yeni teknolojiyi çözüp, anlamış olsa da, erkekler bir sonraki nesli çözüyor durumda. Zaten bayanlara sorsak çoğu, teknoloji özürlüyüm der. Erkekler de evdeki çamaşır makinesinin içini açıp, söküp taktıktan sonra içinden birkaç fazla parça çıkarıp, hala çamaşır makinesini çalıştırabilecek kadar yeteneklidir bu konuda :P

Yemek yemek (sürekli rejim yapmamak): Bayanların hakkını yemeyelim, her şey güzel gözükmek için. Ancak erkeklere değil birbirlerine güzel gözükmek için. Bu durumda, bir hayatım var ve karışık kebap, üstüne dondurmalı irmik tatlısı yemek paha biçilemez.

Aynı iş yerinde çalışabilme: Şunu kabul etmeliyiz, kadınlar toplu halde çalışılan iş yerlerinde seviyeyi yükseltirler, nahoş erkek muhabbetleri bir nebze azalır. Bunun için sizlere teşekkür etmeliyiz. Ancak, dikkat edelim, erkekler birbirlerini kıskanma, arkadan iş çevirme konusunda bayanlardan iyi olamazlar. Zaten bayanlar arasındaki soğuk/sıcak savaş tartışılmaz bir gerçektir ve dedikodular havada uçuşur.
Aşçılık: Şimdi bayanlar kızacaktır ne alakası var diye. Evet evde yemekleri bayanlar yapıyor, ama bir bakın bakalım, dünyanın en iyi aşçıları, otellerdeki baş aşçılar, kaç tanesi bayan? Siz sadece evde erkekler uğraşmak istemediği için yemek yapıyorsunuz. Zaten kendi yaptığınız yemekleri yememenize, diyet, rejim gibi bahaneler bulmanıza şaşırmamalı. Ama yine de evde siz yemek yapın bu yazıdan sonra. Yoksa tüm erkekler beni taşlayacaktır.

Zaman yönetimi: Giyinmeye ve makyaj yapmaya 1,5 saat harcamıyoruz. Soyunurken(art niyetli olmayalım, kıyafetleri çıkarıp makyajınızı temizlerken) 1 saat geçmiyor. Alışveriş yaparken bütün gün gezmiyoruz. (aslında sizin yanınızda bankamatik niyetine gezmek zorunda kaldığımız oluyor) Dedikoduya 3-4 saat harcamıyoruz. Teknolojik aletleri kullanmadan önce nasıl çalıştığını anlamanız uzun zaman alıyor, süre veremiyoruz. Çantanızdan bir şey çıkarmanız(kredi kartı, para, akbil vb.) 10 dakikayı buluyor. Banyoda 1 saat geçirmiyoruz, yıka ve çık oluyor erkekler için.
Kuaförlük: Her nedense ünlü bayanların saçını makyajını yapanlar erkekler oluyor. Anlamak mümkün değil. Bir bayan(kuaför olan), diğer bayanın(müşteri olan) nasıl daha çekici olacağını nasıl bilmez diye düşündüm, cevabı kıskançlık. Çünkü diğerinin kendisinden güzel olması, çekici olması kabul edilebilecek bir şey değil.

Tutumlu olmak (elindeki tüm parayı aynı kıyafet ya da aksesuarın 15 farklı rengine harcamamak): Dünyanın en zenginleri listesinde neden erkekler var? Neden aynı nesnenin 15 farklı rengini alayım, pastel boya değil ki bu. Ayrıca iyi tarafından baksın bayanlar, erkekler tutumlu olmasa, kadınlar kimin parasını harcayacak. Kendilerine alışveriş yaptıktan sonra para kalmıyor ki.

Alışveriş yapamamak: Koskoca alışveriş mağazasına girip bütün gün dolaşıp sadece bir tane kıyafet alıp çıkmak eğer bir yetenekse ben bu konuda iyi olmak istemiyorum.
Kararlı olmak (saniye saniye fikir değiştirmemek): Mağazada kırmızı kazağı beğenip, alıp, mağazanın hemen çıkış kapısında bunu beğenmeyip siyah topuklu ayakkabı ile değiştirmek iyi bir şeyse ben bu konuda da iyi olmak istemiyorum.

Çabuk karar vermek: Kararlı olmak konusunun yanında, kadınlar o kırmızı kazağı almak için 5 defa giyer ve çıkarır, diğer 4 farklı rengini dener. Erkekler bir kere dener alır ve çıkar. Tabi ki söylemek istediğiniz cümleyi ben söyleyeyim: “Erkekler iyi giyinemiyor”, çünkü bu söylediğim sebepten.

Affedici olmak (kin tutmamak): Eğer affetmesek, unutmasak, bayanlar ve erkekler bir arada olabilir mi? Her dakika kavga ederdik. Bence bu tarafından bakılmalı. Yani erkeklerin bu özelliğine şükretmelisiniz.

Diyalogları hatırlayamamak: İyi ki hatırlamıyoruz, hatırlasak ve karşılıklı laf yarışına girsek neler olur bir düşünün. Bence bu iyi bir şey. (ben normal hayatta genelde hatırlıyorum ve laf yarışına giriyorum. Zaten girmiyor olsam bu karşıt yazıyı yazan ben olmazdım)

Sevmek: Biz erkekler nefret etmiyoruz, ne varsa söyleriz ya da kavga ederiz olay çözülür. Kadınlardan da nefret etmeyiz. Şimdi küssek yarın, olmadı öteki gün bir şekilde barışırız. Bayanlar bir adım atmasa, erkekler bir adım atmasa bu dünyanın hali nice olurdu :)

Araba kullanmak: Bunu zaten kabul etmeyen bayan yok gibidir. Ancak hakkını yemeyelim bazı bayanlar bazı erkeklerden iyi kullanıyor, ama genele bakmak lazım.

Cesaret: Bayanların gerçekten cesaretli olduğunu kabul ediyorum. Ama neden Everest’e tırmananlar, Ay’a yolculuk edenler, en tehlikeli sporları yapanlar genelde erkekler ? Peki her şeyini kaybetme ihtimaline karşın sünnet olanlar erkekler değil mi ?

Ayrıca, bu kadar kinci olmanıza, diyalogları unutmamanıza, biz kebapları yerken sizin yememenize, sürekli alışveriş yapmanıza rağmen hızlı karar verip alamamanıza, son dakikada fikrinizi değiştirmenize, aynı iş yerinde sizlerle çalışabilmemize, sizin yaptığınız yemekleri yiyebilmemize, en önemlisi bu kadar bayanın olduğu trafikte arabayla ya da yaya ! bir yerlere gitmeye çalışmamıza cesaretten başka ne denebilir ki.

Tavsiye: Erkekler eğer ağlamak isterlerse, rüzgarlı havada rüzgara, güneşli havada güneşe karşı gözlerinizi pörtletip baksınlar. Bir süre sonra gözlerinizden birkaç damla yaş gelecektir. Zaten hıçkıra hıçkıra ağlamaktansa, gözlerinizden birkaç damla yaş süzülmesi daha etkilidir. Sonra zaten hemen bir acıma duygusu, şefkat beliriyor bayanlarda.

Son söz: Her şeye rağmen bayanları çok seviyoruz.

Bu yazı 1814 defa okundu