İşin Sonu

Bir süreçtir herşey. İnsanın aklına ilk düştüğü andan itibaren herşey sadece bir sürecin parçasıdır. Ve daha da önemlisi süreç nasıl geçerse geçsin, herşeyin bir sonu vardır. Sonsuza kadar giden ne var şu hayatta? Düşünün, bir er kişi elindeki bilyeyi yere bırakıp ayağıyla itse bile bilye mutlaka bir yerlerde duracaktır. Elinizde sonsuz bir güç olup bilyeyi havaya fırlatsanıza bile atmosferi geçtikten sonra bir yerlerde, belki ışıkyılları sonra, sonlanacaktır. O zaman biz fanilere düşen şu olmaz mı; aklımıza gelen her türlü düşünceyi ince eleyip, sık dokuyup başlamadan önce planlar yapmalı, iş başladığında da isteğimiz doğrultusunda ilerlemeli ve bir şekilde sonlandırmalıyız.

Hayatımın bir döneminde yurtiçinde ve yurtdışında yabancılarla çalışma şansım oldu. Bu yabancılar arasında doğululur da oldu, batılılır da. Onları izleyip, farklılıkları gözlemlemeye çalıştım. Ayrımına vardığım en önemli konu şu oldu; batılıların (Avrupa ve Kuzey Amerika’liları kastediyorum) bir felsefesi varken doğuluların (Türkler, Araplar) işe hırsları vardı. Tabi burada derin ve karanlık bir çizgi bulunuyor bu iki kavram arasında. Görmek için belli fikirlere sahip olmak lazımdır. Amacım, bu kısa yazıda süreçlerin sonlandırılması örneğiyle bu çizgiyi göstermeye çalışacağım.

Doğumdan itibaren bir hayat sürecimiz başlar. Yaşımız ilerledikçe farklı evrelerin içine gireriz. 4 yasındaki oğlum benim için bu süreci bir baba olarak yaşamama izin veriyor. Doğumundan sonra daha derin düşünmeye başladım, ona nasıl bir gelecek vermeliyim. Elimden neler gelebilir acaba daha iyi bir yaşantısı olması için. Bir büyük olarak ona karşı sorumluluklarım nelerdir? Nasıl bir gelişme sergilemeli ki sürecinin sonunda mutluluktan gülümseyebilsin. İşte bu sorular felsefenin başlangıcıdır. Felsefenin tanımını bilir misiniz?

“Felsefe , sözcük kökeni olarak Yunanca seviyorum, peşinden koşuyorum, arıyorum anlamına gelen “phileo” ve bilgi, bilgelik anlamına gelen “sophia” sözcüklerinden türeyen terimin işaret ettiği entelektüel faaliyet ve disiplin. “phileo”=sevgi “sophia”=bilgi veya bilmek kelimelerinden türemiştir. Philosophia=bilgelik arayışı, bilgiyi sevmek, araştırmak ve peşinde koşmak anlamlarına gelmektedir. “Filozof” da bilgeliğe ulaşmaya çalışan kişidir.Felsefe ve Bilim çoğunluk aynı safta tutulur, fakat bilim ve felsefe farklı kavramlardır:” (Kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/Felsefe)

Yedi sanatın merkezinde duran felsefe, Herrad von Landsberg, 12. yüzyıl
Yedi sanatın merkezinde duran felsefe, Herrad von Landsberg, 12. yüzyıl

Kişinin varlığını, yaptıklarını ve yapacaklarını sorgulaması yani aklını kullanması onun dünya üzerinde geri kalan herşeyden farkını ifade eder. Akıl ve benlik sanırım bu farkın anahtar kelimeleridir.Hadi şimdi düşünelim, an itibarıyla nerede duruyoruz? Az önce ne yaptık da şu an ayaklarımızın bastığı yere geldik? İrademizle mi yoksa şans eseri mi? Temel hak ve hürriyetine sahip her kişi, bireysel gelişimini sağladıysa bulunduğu yere kendi arzusu ile gelmiştir. Tabi eğer bireysel gelişiminiz yeteri kadar sağlanamadıysa sizi kendiniz değil sizden daha güçlü olan faktörler belirler (kötü arkadaşlar, bağımlılık vb.)

Şimdi negatif düşüncelerden biraz uzaklaşıp şu vaka çalışmasına bakalım; elimizde yoktan var edeceğimiz bir sistem olsun. Başlangıç şartlarını biz belirleyelim. Deniz kenarında kumdan kale yapmak gibi. Yerini siz seçin, ıslak kum, deniz kabukları, minik çakıl taşları ve daha da önemlisi sonunda neye benzeyeceği. Bu durumda şu doğru mudur; uğraşlar verdiğiniz kumdan kale eksik olsa, pek bir biçimsiz acı verici olmaz mıydı? Emeğiniz ve çabanız bu kadarına mı yetti diye dövünmez misiniz? Böylece mantık gereği insan en iyiyi elde etmek için çalışır, hem bireysel hem de toplumsal konularda.

Peki bu durumda bizler, bireysel olarak yaptığımız çalışmaları belli bir çerçeve içinde sürdürürken işin sonuna geldiğimizde sonucun yararımıza bitmesini isterken, toplumsal konularda da aynı isteği sergiliyebiliyor muyuz? Batılılarla çalışan birisi olarak cevabım tahmin edersiniz. Maalesef, içinde buluduğum ülke için şu yargıya varamıyorum; her türlü çapta toplumsal (grup ve kurum olarak) çalışmalarımızı herkesin yararına olacak şekilde sonlandıramıyoruz. Aslında %100 yararı sağlamak mümkün değildir. Ancak, masanın etrafındaki kişiler olarak bir değerlendirilme yapılarak en optimum sonuçlara ulaşılması hedeflenirse olur?

1 yıllık bir projenin 10. ayında bir araya gelen karar verici mekanizmadaki kişiler olarak 2 gün süren görüşmelere yapmıştık. İlk gün sabahında elimizdekileri değerlendirmiştik, fiziksel varlıkları ve durumları. Öğleden sonra kalan zamanda neler beklendiği ve neler istendiğini konuştuk. İkinci gün sabahında ise, daha zinde bir akılla, son iki ayın nasıl geçirileceğini belirledik. O kadar net bir planlamaydı ki yaptıklarımız gün be gün belirledik elimizdeki kişilerin ve fiziksel eşyaların durumunu, geleceğini. Sonrasında ise sadece zamanı geldiğinde alınan kararlar uygulandı. İnanın bana son gün ofise sadece kontrol amacıyla geldik, geride kalan açık kapı veya lamba kaldı mı diye. Projenin elemanları olarak hoş bir durum değilde sürecin bitiyor olması. Gönül isterdi ki hayat aynı şekilde devam etsin, para kazanmaya decam edelim. Ama işin sonunun geleceği belliydi. Yapılacak tek bir şey vardı, en az eksikle süreci sonlandırmak.

Galiba, bu noktada düşünceleri toparlayıp değerlendirmemizi yaparsak kısaca şunları ifade etmek isterim;

  1. Herşeyin bir sonu vardır.
  2. Bireyler olarak içinde bulunduğumuz toplumda kişi eğitimine önem vermeliyiz.
  3. Hayatın bir felsefesi olmalı. Dogmatik bilgiler gerçek değildir, kişiler her an hayati irdelemelidir.
  4. Hangi durumda olursak olalım, herşeyin bir sonu vardır. Diyalog yollarını asla kapatmadan süreç planlaması yapıldığı gibi sürecin sonu da planlanmalıdır.
  5. Sürecin sonu açık açık konuşulmazsa kum saati dolduğunda tecrübe edilen şey sadece üzüntü olur.

Hadi bu güzel günü gülümseyerek bitirelim!

Bu yazı 2652 defa okundu

Ahmet Anıl Dindar
Latest posts by Ahmet Anıl Dindar (see all)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.