18 Mart Çanakkale Zaferi

18 Mart Çanakkale ZaferiHer 18 Mart’ta duygularım karmakarışık olur.

O kadar kısıtlı imkanlarla İngiliz ve Fransız donanmalarını püskürten bir milletin evladı olmanın gururu.

300.000 şehit vererek bunu başardıktan sonra aynı İngilizlerin elini kolunu sallayarak İstanbul boğazına demirlemesine izin veren zihniyete duyulan öfke.

Olayla hiçbir alakası olmayan, dünyanın ta öbür ucundan alınıp getirilmiş ve kendi savaşları olmayan bir savaşta ölmüş Anzakların torunlarının her sene atalarını anmak için yine dünyanın bir ucundan kalkıp gelmeleri.

Ben başlığı “18 Mart Çanakkale Zaferi” diye attım. İnadına! Bu unutmamamız gereken bir şey. 2002’de bu günü “18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günü” diye değiştirdiler. Şehitleri anmak lazım ama aynı zamanda o kadar insanımızı orada şehit verdikten sonra vatanı İngilizlere elleriyle verenleri de anmak lazım (!) o şehitlerin uğruna öldükleri bu vatanı bugün getiremediğimiz medeni seviyeler nedeniyle biraz da ar duymak lazım.

Bu öyle bir zafer ki dünya tarihinde eşi benzeri yok. Benzer bir zafer amerikalılarda olsa holywood başka film çekmez sırf bu konu üzerine film çekerdi.

Ama gel gör ki “Son Kale Çanakkale” filmi gösterime girdiğinde Ankara’da askerdim. Haftasonu filme Armada AVM’de gittim. Film ücretsiz gösteriliyordu. Salonda ben, 2 arkadaşım birde yaşlı bir karı koca vardı. Filmin sonunda ağlıyordum; şehitlere, anzaklara ve torunlarına ve filmi izlemeye dahi tenezzül etmeyen bizim atalarımızın torunlarına.

Kim söylemiş bilmiyorum ama “Tarihini bilmeyen, geleceğini de bilemez” demiş. Biz tarihimizi bilmiyoruz, öğrenmiyoruz, umursamıyoruz ve bu nesillerin geleceğimizi kurtaracağına inanıyoruz.

Bugün anma günü değil kutlama günü olmalı.

Minnettar olmaya değil gururlu olmaya ihtiyacımız var gururla dolmaya ihtiyacımız var.

O kadar ki o gurur bizi mağrur yapmalı ve öyle işler yapmalıyız ki atalarımızı da gururlandırmalıyız işte o zaman asıl minnettarlığımızı göstermiş onları gerçek manada anmış oluruz.

İşte o zaman o kadar insanımız boşa ölmemiş olur işte o zaman asıl şehitlik mertebesine ulaşırlar.

Ulu Önder Atatürk’ü anmadan bu yazı ve bu zafer anlatımı yarım kalırdı.

Eminim o gün olduğu gibi bugün de yukarıda biryerlerden bizleri izliyor ve bizlerden yeni zaferler yeni atılımlar bekliyorsun, ülkeyi bıraktığından daha ileri seviyelere götürmemizi bekliyorsun. Hepimiz bunun bilincindeyiz.

Bu yazı 2430 defa okundu

Murat Zaralı
Latest posts by Murat Zaralı (see all)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.