Kapadokya – Güzel Atlar Ülkesi – 2 / 3

Balonlar

Kapadokya gezimizin 2. günü sabah 06:00’da otelin lobisinde hazır olarak bizi balon turuna götürecek olan servis aracını beklemeye başladık. Araç geldiğinde gördük ki herkese yetecek kadar yer yok arabada. Şuursuz şoför bagajı açarak, orada gidebileceğimizi söyledi. Sabah sabah daha afyonumuz patlamamışken karşılaştığımız bu saçma sapan durum karşısında sinirlendik tabi ki. Sert çıkınca hemen başka bir araç ayarlandı. Araçla balonların kalkış noktasına ulaştık.

Balon Hazırlıkları

Gecenin karanlığında bir sürü balon yan yatmış şekilde vadi boyunca sıralanmış, Kapadokya’yı havadan göstermek için sabırsızlanıyorlar gibiydi. O kadar güzel bir görüntüydü ki bu, anlatılamaz. Araçtan indiğimizde Harem otogarında gibi hissettik kendimizi, öyle bir insan kalabalığı vardı ki. Kahvaltı diye kötü bir poğaça ve sallama çay vardı bekleme mekanında. Neyse ki yanımızda kendi sandviçimiz vardı. O kadar büyük bir kargaşa vardı ki kim nereye gidecek, hangi balona binecek belli değil.

Mavi Ay 21

Kendi çabalarımız sonucu Mavi Ay 21 isimli balona bineceğimizi öğrendik ve balonumuza doğru yöneldik. O kadar para almalarına rağmen organizasyon çok kopildi, vasattı. Bu durumu görünce hafif bir korku kapladı içimi açıkcası, acaba memnun kalmayacakmıyız diye. Balona binmek için ben ısrarcı olmuştum, Uğur’a kalsa binmesek de olurdu. Ben şartları zorlayıp binelim diye düşündüm, iyi ki de öyle yapmışım. Balon Kalkış Video Balonun ortasında pilot bölmesi var, bu bölmenin yanlarında ise 4 adet yolcu bölmesi var. Her bölmede 5-6 kişi var, yani bir balonda yaklaşık 20-24 kişi var yolcu olarak. Balondan Gün Dogumu VideoKaptanımız Memiş son derece başarılıydı, özellikle iniş konusunda. Balonda yön kontrolü sağlanamıyor, pilot, balonu sadece kendi etrafında döndürebiliyor ya da yükselip alçalmasını sağlayabiliyor. Rüzgarın durumuna göre nereye gideceğin, nereye ineceğin değişiyor. Bizim şansımıza sakin bir rüzgar vardı, güzel bir uçuş oldu. Kalkış sırasında gerekli bilgileri anlatıyor pilot. Yolcular arasında turist sayısı fazlaydı. Telsizle sürekli olarak haberleşme sağlıyorlar kendi aralarında, pilotun görüş alanı olmadığı için yükselirken ve alçalırken diğer balonlarla olan kontrolü telsiz yardımıyla sağlıyorlar. Kapadokya o kadar güzel bir yer ki kesinlikle havadan görülmesi lazım.

Balonlar

Yaklaşık 1 saat süren şahane uçuşumuzun ardından müthiş bir inişle direk olarak kamyonetin sırtındaki kasaya indik balonla. İndikten sonra alkolsüz şampanya eşliğinde inişimizi kutlayıp sertifikalarımızı aldık.

Balon şampanya

Ardından da saat 08:50 gibi araçla tekrar otele döndük. Otelde bizi, yola çıkmak için grubumuz bekliyordu. Sabah erken saatte başladığımız Kapadokya 2. gününe, turla birlikte Turasan Şarap Fabrikası’nı gezerek devam ettik.

Turasan Şarapları

Şarap yapımıyla ilgili bilgi edindikten sonra satış bölümüne geçtik. Beğendiğimiz şaraplar 32 ve 40 TL idi, pahalı geldiği için almadık. Bu arada şaraplar meşe ağacından yapılmış fıçılarda saklanıyormuş.

Asmalı Konak 1

Buradaki gezimizin ardından Kapadokya’ya gidip de görülmeden dönülmeyecek bir yer olan Asmalı Konak’ı ziyaret ettik. 2 TL karşılığında içeri girip gezebiliyorsunuz. Bence girilip görülebilir, gayet güzel bir konak, Kapadokya mimarisini yansıtıyor ama dizi setini içeride görmeyi beklerseniz hayal kırıklığına uğrarsınız. Zaten dış mekan çekimleri bu konakta yapılırken, iç mekan çekimleri Kapadokya’nın butik otellerinde yapılıyormuş.

Asmali Konak 2

Buranın ardından Hacı Bektaş-ı Veli’ye doğru yol almaya başladık.
Nevşehir iline 60 km. uzaklıkta olan Hacıbektaş ilçesi Ankara-Kırşehir-Nevşehir rotası üzerinde, biraz Kapadokya bölgesinin dışında.
Büyük İslam filozoflarından biri olan Hacı Bektaşi Veli, İslam dininin yayılmasında büyük katkıları bulunmuş önemli bir kişi. Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde bulunan türbesi hem Alevi hem Sünni müslümanlar tarafından ziyaret edilmekte. Burada Hacı Bektaşi Veli’nin ebedi istirahatgahı’nın yanında bir de müze bulunmakta.

Hacı Bektas-i Veli

1950’li yıllarda onarım görerek Kültür Bakanlığı’na bağlı müze olarak ziyarete açılan türbe üç bölümden oluşmakta. Ana kapıdan girilerek Nadar avlusu olarak bilinen bölüme geçilmekte. Bu kapıya Çatal Kapı da deniyor. Bundan sonra mezar bölümüne ulaşana kadar geçilen kapılara sırasıyla Üçler, Altılar ve Kırklar Kapısı adı verilmiş. 1902 yılında yapılmış Üçler Çeşmesi avlunun içinde bulunuyor. Ayrıca avlunun çeşitli yerlerinde Hacı Bektaşi Veli’ye ve dergahın diğer önemli kişilerine ait sözler de bulunuyor. Burada hızlı bir gezinti yaptıktan sonra bir çay molası verdik. Burada saat 11:00’de semah gösterisi yapılıyormuş, biz de son anda yetiştik gösteriye ama çok kalabalık olduğu için içeri girmemeyi tercih ettik.

Uranos Restaurant

Buradan sonra öğle yemeğini yemek için Kapadokya’ya geri dönerek, güzel bir yeraltı lokantası olan Uranos’a gittik ve testi kebabının tadına baktık.

Uranos Restaurant 2

Ancak ben testi kebabından ziyade sucuklu kuru fasulyeyi çok beğendim.

Halı Dokuma

Yemeğin ardından yine Kapadokya’nın vazgeçilmezlerinden El Sanatları Merkezi’ne giderek halı dokumasıyla ilgili bilgi edindik, sonrasında ise bize halı satmaya çalıştılar.

Halılar

Bir halı beğendik aslında, hem ben hem Uğur ama çok pahalıydı tabi ki turistik yer olduğu için.

Halı Satış

Metrekaresi 1000 TL’ye geliyordu :p Buradan sonra mantar tipli peri bacalarının bulunduğu Paşabağ Vadisi’ne gittik. Avanos – Göreme yolundan Zelve istikametine döndünce Zelve’ye varmadan hemen önce Paşabağ Vadisi’ne geliyorsunuz. Kapadokya bölgesinde yol boyunca nerede hediyelik eşyalar satan yerler veya parketmiş otobüsler görürseniz orada mutlaka ilginç birşeyler var demektir.

Paşabağ Vadisi

Paşabağ Vadisi de böyle bir yer. Kapadokya bölgesinde benzersiz olan mantar formundaki enteresan peribacalarının bulunduğu Paşabağ Vadisi aynı zamanda da peribacası oluşumu ve gelişiminin de en iyi gözlenebildiği yerlerden birisi. Ayrıca yürüyüş yolları da peribacalarının arasından geçtiği için burada yürüyüş yapmak da oldukça zevkli olur gibi görünüyordu fakat bizim sadece 20 dakikalık vaktimiz olduğu için çok detaylı gezemedik maalesef :( Turdaki en büyük hayal kırıklığımız burada az zaman geçirmemizdi.

Paşabağ Vadisi 2

Vadi yamaçlarından inen sel sularının ve rüzgarın, tüflerden oluşan yapıyı aşındırmasıyla “Peribacası” adı verilen ilginç oluşumlar ortaya çıkmış bu bölgede. Sel sularının dik yamaçlarda kendine yol bulması, sert kayaların çatlamasına ve kopmasına neden olmuş. Alt kısımlarda bulunan ve daha kolay aşınan malzemenin derin bir şekilde oyulması ile yamaç gerilemiş, böylece üst kısımlarda yer alan şapka ile aşınmadan korunan konik biçimli gövdeler ortaya çıkmış. Bu durum, peri bacalarının oluşumunda, rüzgar etkisinden çok yağmur sularının yüzeydeki akışının daha önemli oldugunu ortaya koymakta. Yağmur sularının bu denli etkili ve güçlü yüzey akıntısı olarak gelişmesine ise en önemli etken bitki örtüsünün azlığı ve tüflerin geçirimsiz olması.

Paşabağ Vadisi 3

Daha çok Paşabağı civarında bulunan şapkalı peribacaları konik gövdeli olup, tepe kısımlarında bir kaya bloğu bulunmakta. Gövde tüf, tüffit ve volkan külünden oluşmuş kayaçtan; şapka kısmı ise lahar ve ignimbirit gibi sert kayaçlardan oluşmakta. Yani şapkayı oluşturan kaya türü, gövdeyi oluşturan kaya topluluğuna oranla daha dayanıklı. Bu, peribacasının oluşumu için ilk koşul. Şapkadaki kayanın direncine bağlı olarak, peribacaları uzun veya kısa ömürlü olmakta. Ayrıca şapka kaya, zayıf tüfün erozyonunu geciktirerek peri bacalarının yüksekliğini kontrol eder. Peri bacalarının çapları ise 1 m ile 15 m arasında değişmekte. Çatlak aralığının 1 m’den küçük olması veya 15 m’den büyük olması durumunda ise peri bacası gelişimi gözlenmemekte.

Peri Bacaları

Kapadokya Bölgesi’nde erozyonun oluşturduğu peribacası tipleri; şapkalı, konili, mantar biçimli, sütunlu ve sivri kayalardır. Peribacaları en yoğun şekilde Avanos – Uçhisar – Ürgüp üçgeni arasında kalan vadilerde bulunur. Peribacalarının dışında vadi yamaçlarında yağmur sularının oluşturduğu ilginç kıvrımlar bölgeye ayrı bir özellik katmakta. Bazı yamaçlarda görülen renk armonisi lav tabakalarının ısı farkından dolayı. Bu oluşumlar Uçhisar, Çavuşin, Güllüdere, Göreme, Meskendir, Ortahisar Kızılçukur ve Pancarlı vadilerinde gözlenebilir.

Devrent Vadisi

Paşabağ’ın ardından Devrent Vadisi’ne doğru yola koyulduk. Bundan 50 milyon yıl kadar önce Kapadokya bölgesi bir iç denizmiş. Çevredeki yanardağların faaliyete geçmesiyle bölgedeki yüksek ısıdan bu deniz kurumuş. Yanardağlardan püsküren lavlar tıpkı kocaman bir kasenin içini doldurur gibi denizin yerini doldurmuş. Milyonlarca yıl boyunca akarsular lavların soğumasıyla oluşan yumuşak kayayı aşındırarak derin vadiler oluşturmuş. Esen kuvvetli rüzgarlar ise peribacalarına bugünkü şeklini vermiş. Bölgedeki her vadinin kayaç yapısı ve rüzgarı alış açısı birbirinden farklı. Bu nedenle vadilerdeki peribacası oluşumuda farklılıklar gösteriyor. Devrent Vadisi bu anlamda çok farklı peribacası oluşumlarının gözlenebildiği özel bir vadi. Hatta bu farklılık o kadar özel ki peribacalarının şekillerinin bazı canlılara benzetilmesi nedeniyle Hayal Vadisi (Imaginary Valley) olarak da bilinir. Burada net bir şekilde deveye benzeyen bir peribacası görmeniz mümkün.

Atlı Gezi

Buradan sonra otele dönüş yoluna geçtik, akşam düzenlenen Türk Gecesi’ne katılmak istemedik biz. Onun yerine ata binmek için bütün arkadaşlar hep beraber Akal-Teke Hara’sına gittik. Bizi otelden alıp dönüşte otele bıraktılar. Çok güzel bir deneyimdi :) Önden giden kılavuz at eşliğinde tek sıra halinde 8 kişi Kızılırmak nehrinin kenarından zaman zaman yokuş çıkarak zaman zaman yokuş inerek güzel bir deneyim yaşadık. Gün ışığıyla at turumuza başlarken, karanlığın çökmesiyle gezimizi bitirdik. Kapadokya’yi at sırtında da gezmiş olduk. Maalesef bu esnada video çekemedik, çünkü önce emniyet :) O yüzden inmeden önce fotoğraf çektirmek istedim, atım da biraz huysuzluk etti, fakat son derece sakin bir şekilde ata hakim olduğumu görülünce oradaki görevliden “Aferim” aldım :) Bu güzel etkinliğin ardından otelimizde akşam yemeğimizi yedik ve oyun odasındaki televizyona fotoğraf makinemizi bağlayıp çektiğimiz fotoğraflarla Kapadokya 2.günümüze bir de ekrandan baktık. Sonrasında beyleri satranç oynamak için oyun odasında bırakıp biz hanımlar odamıza çekildik. Günün yorgunluğunu atmak için dinlenirken Cumartesi akşamının olmazsa olmazı 1 Erkek 1 Kadın’ı izleyip uykuya daldık.

Kapadokya – Güzel Atlar Ülkesi – 1.gün

Kapadokya – Güzel Atlar Ülkesi – 3.gün

Bu yazı 2784 defa okundu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.