İnce Minare

Konya yolculuğumuzun ilk gününde sürekli etrafında dolandığımız Alaaddin Tepesi’nin batısında bulunan İnce Minareli Medrese’yi de ziyaret etmeden geçmedik.

Kısa ve fazla ince olmayan bir minaresinin olmasından dolayı yapıyı ilk gördüğünüz zaman akla gelen ilk soru ‘neden ince minare?’ denmesi oluyor.

Yapı yapıldığı zaman 2 şerefeli (bugün kü halinin yaklaşık 3 katı) ve yukarıya doğru incelen bir özellik gösteriyormuş.

Fakat 1902 yılında düşen yıldırım sonucu minare büyük ölçüde yıkılmış ve adını aldığı ilk halinden tamamen uzaklaşmış.

Yapının içiyle ilgili verebilecegimiz özellikler, dışı taş olmasına rağmen iç kesimleri tuğlalarla inşa edilmiş. Avlunun ortasında ise kare biçiminde bir havuz var.

İnternetten bulduğum bir rivayete göre; Osmanlı İmparatorluğunun son dönem valilerinden birisinin medresenin arkasında bulunan yerinden Alaeddin Tepesini iyi göremediği için medresenin bir kısmını yıktırdığı.

Yapıyla ilgili diğer bilgiler de şöyle;

İnce Minare Medresesi günümüzde Selçuklu Devri Taş ve Ahşap Eserler Müzesi olarak kullanılmaktadır. Selçuklu Sultanı İzzettin Keykavus II. devrinde Vezir Sahip Ata Fahrettin Ali tarafından 1258-1279 tarihinde Hadis ilmi okutturulmak üzere yaptırılmıştır. Mimarı Abdullah Bin Keluk’tur. 1956 yılında müze olarak ziyarete açılmış, 1992 yılında sağlam kalan kısımları restore edilmiştir. 1902 yılında düşen bir yıldırım sonucu minaresi büyük ölçüde yıkılmış ve adını aldığı o ince görünümlü minareden yoksun kalmıştır.